hamdi: ''yarim senden ayrılalı, hayli zaman oldu gel gel, bak gözümden akan yaşa, ab-ı revan oldu gel gel.'' gece gece dert bindi.
sülo: bazı türküler asıl söyleyeninden dinlenmeli. plastik, yavan olur başkasından dinlersen. bu kadar hayatınızı işgal eden şeylerden uzak durmayın. işin içine girin biraz. bak ne var burada:
enel hak dedim de çekildim dara
edep erkan bize doğru yol oldu
iki melek gelmiş sual sormaya
yardımcımız şah-ı merdan ali oldu
bir bade verdiler al da iç deyi
arkamızdan haber verdi uç deyi
kıldan yaratılmış köprü geç deyi
üstüne uğradım doğru yol oldu.
asıl derdin ene'l hak olmalı. ene'l hak nedir? üç gecedir uyku tutmadı mesela.
hamdi: ''ben meylimi üç güzele düşürdüm/ biri şemsi biri kamer'il elif/ onların aşkından aklım şaşırdım/ hangisinden yar eğleyim gönlümü, garip gönlümü.'' ene'l hak; şems, kamer ve elif olmaktır muhtar. görünmeyeni görmek. nesnelerin arkasındaki ide'leri anlayabilmek. platon'un mağara alegorisi ile anlatmak istediği de benzerdi sanki. mağaranın dışına çıkabilen aydının gözleri kamaşıyor ve geri dönerek heyecanla anlatıyor gördüklerini. fakat mağaradakiler onun ısrarla delirdiğini düşünüyor. varsın mağaradakiler gölgeleri hakikat sanmaya devam etsin. hallac-ı mansur, hakikat yoksunları tarafından taşlandı ya zaten. hasan yurtoğlu'nun da dediği gibi: mağaraya dönen aydın içeridekilere şöyle der: kıymetini bilin! kıymetini bilin zincirlerinizin! aklınız var ise çocuklar, bilmek istemeyin!
sendeyim muhtar.
sülo: ben çok düşündüm amınakoyim, biraz da sen düşün.
hamdi: mesela 'hu' deriz tasavvufta. evrenin nefesi derler. bir çeşit haykırıştır. bir benzerini daha doğuya gittiğimizde de görüyoruz. batı ismine transandantal meditasyon diyedursun biz hakikat arama sesi diyelim adına. om mani padme hum mantrasından bahsediyorum. hu sesine benzer şekilde om ve hum sesleri. der ki bunlar hakikatin sesleridir, bir çocuk doğarken bu sesleri çıkartırmış. yaratılmayı, sürekli kendini yaratmayı ve yaratılışı içeren sestir bunlar. kutsal heceler. yıldızlar, gezegenler ve galaksilerle dolu tüm devran'ın dönerken om ve hum seslerini çıkartması bana hep korkutucu gelir. lotus çiçeğinin içindeki mücevhere selam olsun.
hakikat denilen şey çoğalmanın coşkusudur. hakikat durağan değildir, değişkendir. buldum deyip rahat etmek, eriştim deyip durmak yoktur. esas olan sürekli onu aramaktır. ene'l hakkın sanskritçe'deki karşılığı om mani padme hum olabilir. hallac-ı mansur, buddha ve platon'un hakikat tanımı da aynı olabilir.
niyagrodha!
koskoca bir ağaç görüyorum
ufacık bir tohumda
o ne ağaç ne tohum
om mani padme hum
om mani padme hum
om mani padme hum!
*asaf halet çelebi.
işte hakikat budur.
''ya hürmüz! ya nur! selam olsun sana! ki karanlığın kıymeti seninle bilindi''
''ya ehrimen! ya deycur! selam olsun sana! ki nurun kıymeti seninle bilindi.''
*amak-ı hayal'den...
çok teşekkürler dostum. ilk yorum benden olsun. =)
YanıtlaSil~hector
O kadar istiyorum ki o mağaranın dışına çıkabilmeyi. Nasip midir artık nedir bize nail olmuyor
YanıtlaSilçünkü mağaranın dışına çıkabilmek nasip değil haketme işidir. bilgiyi haketmek diyoruz tam olarak. ben buna inananlardanım.
SilGaliba şimdi bir şeyler söyleyebilirim dilim döndüğünce. Süleyman olarak, Süleyman gibi düşünerek
YanıtlaSilBen hakk'ım nedir? Hak nedir? Hak kimdir?
Dünya'nın bir parçası ben isem, dünyayı kendime göre şekillendiriyorsam dünya benimdir muhtar. Özgürlüğe aşık her birey dünyayı kendine göre şekillendirir, seni-onu dikkate almadan. Hallac-ı Mansur gibi. Sokrates gibi. -öldürülmüşlerdir.
Evrenin sınırları yoktur, insanın sınırları vardır. Sınırları içinde olan insan, sınırsız Hakk'a sahiptir. Sınırsız Hakk'a aittir. Sonsuz kere haktır.
“Hiç’ten doğan Varlık kendi Hiç’i olmalıdır.”
Tanrı: Bana savaş mı ilan ediyorsun?
Tek: Ne savaş ne de barış. Seninle alakamı sıfıra indirdim. Bu sohbet son sohbetimizdir. Senden hiçbir şey istemiyorum.
Tanrı: Özgürsün ya…
Tek: Evet, özgürüm. Sana gereksinim duymuyorum. Mutluysam da kendi adıma, mutsuzsam da kendi adıma.
Tanrı: … Yani özgürlüğün kölesi.
Tek: Hayır. Özgürlük benim kralım değil, tükettiğim bir özelliğimdir. Ben ne özgürlüğün kölesiyim ne de senin, ne de herhangi bir şeyin ya da bir kimsenin. Ben kendimin farkında olarak kendimin sahibiyim ve her edimimin sorumlusu benim, sorumsuzluğumun sorumlusu da benim. Ben kendimle ilgili her şeyden sorumluyum. Bu birlikte yaşamanın temelidir. Ben kendimin tanrısıyım. Ve: Seni de ben yarattım. Düşüncemin bir hayaletisin sen. Bana tanrısal olandan daha fazlası yakışır, bana benim-olan yakışır. Elveda ey Tanrı, elveda büyük hayalet, elveda bütün hayaletlere.
-stirner.
-bir banka oturmuşum ve hakikat'i düşlüyorum-
Silitiraf-değil muhtar, senin yazılarına hakedecek cevabı verebilmem günlerimi alıyor. Hakikatin kriteri benim, ben ise bir düşünce değilim, düşüncenin üstündeyim yani söylenemez bir şeyim.
''Her birey benzersizdir ve hayatına anlam verilmesi için geliştirmesi gereken bu benzersizliğidir. "ben" en yüksek değerdir. bireyin kendisi dışında hiçbir şeye sorumluluğu yoktur. özgürlüğümüzü kısıtlayan her şey kötüdür ve yıkılmalıdır. bu yüzden devlet, yasa, ahlaki değer ve ödev gerçekte var olmayan gereksiz soyutlamalardır.''
bu yüzden yersiz-yurtsuz değil miyiz muhtar?
bende sığar iki cihan, ben bu cihana sığmazam
YanıtlaSilyersiz, yurtsuz cevher benim, hiçbir mekana sığmazam
...
yıldızlara felek benim, vahiy ile melek benim
çek dilini dilsiz kesil, ben bu lisana sığmazam
...
gizli hazine benim işte, göz önünde olan da ben
maddenin cevheri benim, dağa, ummana sığmazam
Selam muhtar.