16 Aralık 2016 Cuma

yarım kalmış satırlar

bir zamanlar kutsal şeylerin adına hareket edilerek, onların emir ve yasaklarını uygulayarak hareket edilirdi. İnsan eylemlerini belirleyen kutsal şeyler'in kendisiydi. İnsanın bu ada uygun hareket etmesinin nedeni hayatına uygun anlam katmasıydı.

artık günümüzde bilimsel şeyler vardır. bilim ne ile yaşar? şeylerle. bilim doğanın ve toplumun yasalarını çözmek ile uğraşır. her zaman olan şeyleri senin önüne tekrar servis eder. sosyoloji toplum yapısını inceler, onun işleyişini kavrar. onun bir sonraki ulaşacağı  toplumsal yapıyı bulmaya çalışır. yani sosyoloji, toplum yapısının bir sonraki aşamasını öne sürerken sen'in eylem yapma gücünü yok eder! çünkü toplum hareket halindedir ve sen de bu toplumun ortasında bilinçsizce yetişen birisin. sen kendi iraden ile değil toplum'un iradesi ile yaşıyorsun. o şuan kapitalizmi yaşamakta, ileride sosyalizmi doğuracak ve sen buna boyun eğeceksin!

marksistlere bakın; onlar bireysel iradenin ne demek olduğunu kavrayamamışlardır! onlar, ruhlarındaki dinsel kalıntı olan adalet ile dünyaya bakar ve onu tanrı olmadan hakim kılabilmek için yeni amaçlar üretirler. bu amaçlardan biri sosyalizm'dir. artık geriye kalan tek şey bu amaca ulaşmak için gerekli  ve güvenilebilecek olan aracı yaratmaktır. bu araç da bilimdir! artık marksistlerin sosyalizmi benimsemesinin asıl nedeni; onu arzulaması değil, tarihin eninde sonunda ona ulaşacağına inanmasıdır. yani, bir çeşit köle ahlakı!

13 Aralık 2016 Salı

apé sefa

tüm iktidarlar tanrılık iddiasındadır ve iktidar onun hegemonyasını kabul edenler tarafından tanrısallaştırılır.
dil, bir sınıflandırma aracıdır ve her sınıflandırma; tahakkümü içerisinde barındırır. dolayısıyla dile-gramere hükmedebilen birisi tanrısallaşır ve otoriteyi elinde tutar.
''her dil genelleştirilmiş bir yönetmedir."

12 Aralık 2016 Pazartesi

iyilik problemi

kötülük problemine postmodern bir bakış; tanrı yoksa iyilik neden var?