19 Haziran 2017 Pazartesi

philister

süleyman: "senden mi öğreneceğim lan yaşamayı?!" dedi. "tam 300 senedir buradayım ben, ne rakım eksildi, ne sırtımdan bir yük."
haklı olabilirdi, 300 yaşındaymış gibi bilge tavırları vardı, 300 yaşında bir insan gibi sararmıştı yüzü. öksürürken ölecek zanneder kaygılanırdık. 300 senenin verdiği tecrübe onu ahlaktan ve edepten uzaklaştırmıştı. buyur muhtar devam et bakalım, sarhoşum biraz; takılalım.


hamdi: ben sarhoş değilim be muhtar, üçüncü bira'da veyahut birkaç bardak şarapta; akıl idareden çıktığında, öyle güzel şeyler sayıklıyor ki insan. 


özledim sene oldu içmeyeli.

süleyman: tahmin ettiğin gibi, 3. biradayım. buraya ilk geldiğimde bana abilik yapan insanlar yüksek bir tepeye çıkarmıştı beni. şehri en üstten gören tepeye. 3 bira seni uzayı düşünmeye zorlar. 3 birayı hafife alma, 3 bira kafası bütün algıların açık olduğu hal demişti ağabeyim. yeni yeni anlıyorum.

nazdrovya.

hamdi: -bir banka oturup kendimi eşik olmayan parçalara bölüyorum-

sen: tanrı seni sevmiyor, çünkü hakikatini kabul etmiyor.

ben: bir insan nasıl anti olmakla yetinebilir, kendini karşı olmakla sınırlar? her şeye karşı olmakla insan kendi hakikatini nasıl var edebilir?

ne kadar anlamsız şey sevmek, -nefret de öyle. duyumsadığımla özlemi andıran aynalarında kaybolmak isterdim, bir anda hem de. uzun ve lüleli saçlarına dokunmayalı çok zaman oldu sevgilimin.

nazdrovya azizim. nazdrovya...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder