4 Haziran 2020 Perşembe

lazım gelen kurşunları göğsümde yumuşatmışım

öncelikle;
muhtarın yazısı için tıqla

aşağıdaki yazı bana sıkılan kurşunu göğsümle yumuşatmam üzerinedir, cüzi miktarda küfür ile bilenmiştir. vay ben hedefini bulmayan kurşunun yolunu sikeyim!

iş bu blogun 'ne ahiri uzundur ne de evveli ömrümün, sükuneti mi kaldı hengamede şu bedbaht gönlümün' temalı bu yazısında söz konusu yazar, muhtarına golü getirecek bir takım ortalar açmaktadır.

https://www.youtube.com/watch?v=vvSHpxwxVkM

-tecrit pilavı-

varoluş, irrasyoneldir. varoluş, anlamsızdır. varoluş saçmadır. nasıl oluyor da anadolu'nun ücra bir köşesinde doğup büyüyen ümmül kitab'ın piri aşık veysel ile soren kierkegaard, birbirlerinden farklı coğrafya ve farklı zamanlarda bu kadar aynı dilden konuşabiliyorlar sorusunun cevabı işte bu absürtlükte saklıdır. hayat, insanı kendi benliğine dönmekten alıkoyan türlü meşgaleler ve sıkıntılar etrafında şekillenir, ancak tüm bunlara rağmen yaşamaya değerdir. vay ben keyfimin kahyasını sikeyim!

yeri gelmişken bahsedelim. bazı sıkıntı türleri;
1- geçim sıkıntısı
2- can sıkıntısı,
3- iç sıkıntısı.(opsiyonel)
4- amınakodumun sıkıntısı

ilkinin varlığı, ikinci ve üçüncüsünün oluşmasına izin vermez. ilkinin yokluğu, ikincinin varlığı felsefenin oluşmasına imkan verir. felsefenin doğması hususunda üçüncü madde opsiyoneldir. ilk iki maddenin yokluğu ve üçüncünün varlığı yahut yalnız ikincinin varlığıyla psikoloji ilgilenir, öyledir ki bu elzem görevi icra etmeleri için tanrı psikiyatrlara müteahhit muamelesi yapmıştır. ilk maddenin yokluğu ve devamında gelen diğer iki maddenin varlığı sanata, ilk üç maddenin tümden varlığı ise zanaat ve ziraata zemin hazırlar. filozof ve sanatkarı bu noktada zanaat ve ziraat erbabından daha çekici kılan unsur; 'fakirin karnı doyunca siki kalkar' mefhumundan hareketle anlaşılabilir. son olarak, eğer ilk üç maddenin tümden olmadığı ferdiyetler grubuna dahilseniz, tebrikler, dördüncü madde sizsiniz!

-yirmi üç yaşın trajedileri üzerine;

geçmişimin yaşanmamış olması gereken detaylarına arkamı döndüm. bu bağlamda yaşantımın götüm ve ardına denk gelen kısımlarını anlamlandırıyor, gözümün gördüğü kısımları -ki bu olabildiğince geleceğim oluyor- ise yaşıyorum. vay ben bu miyop gözümü sikeyim.

''beyhude dolandım boşa yoruldum...
...nice güzellere bağlandım kaldım,
ne bir vefa gördüm ne faydalandım.''

velhasıl dostlar, üzerime kurşun yağdıran bu adamla samimiyetimiz, sanıyorum ki kalu beladandır. haddizatında, bizim işler biraz komik oldu. onun burnu biraz havadaydı, benim de ayaklarım yere basmazdı. aç karnımızla düşünür olmaya kalktık. kimse bize ihtiyaçlar hiyerarşisinde olmamamız lazım gelen yerlerde bulunduğumuza dair bir ikazda bulunmadı. cebimizdeki parayla ekmek almamız gerektiğini de parasız kalınca öğrendik.

vay ben şu dingilin yapacağı piramiti sikeyim!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder