8 Nisan 2021 Perşembe

teslis ağrısı - oğul

Tarih: Teşrin-i Aysel Ayının 14. Günü

Yer: Ali - Cengiz Oyun Salonu

''Hiç ışık yok Ali abi. Sağım solum; önüm arkam karanlık. En küçük bir ışık zerresine kendimi yakmaya hazırım halbuki, sırf daha çok aydınlansın diye ortalık. Motivasyon, mücadele ruhu mevcut ancak yol, yordam hak getire. Böyle günler insanoğlunun, ahirinde tiz bir kahkahayla içki masasında yâd ettiği günler Ali abi. Lakin yaşarken de bir o kadar sıkıntı dolu. Hiçbir seçeneğin içime sinmeyecek, beni mutlu etmeyecek oluşu mu dert yoksa her seçeneğin aslında bir vazgeçiş olması mı dert bilmiyorum. Öyle işte be Cengiz abi. Benim derdim ne edeceğimi, nasıl mutlu olacağımı bilmediğimden... Ne iyi ettiniz Ali abiyle ortak olup bu dükkanı açmakla. Batak atacak bir kahve bulamıyorduk vallahi! Bu elden bir bok olmaz, pas bu arada!''

''Dokuz beyler, var mı arttıran? Kozlarımızı paylaşalım, maçamız eksilmesin. Koz ver!''

''Bilmiyorum deyince aklıma geldi. Tutturmuşlar bi' cehalet mutluluktur sloganı gidiyor. Kim çıkarıyor bunları anlamıyorum? İki bin beş yüz yıl öncesine git bakalım! Bakıyorsun Çin'e, Hindistan'a; bilgiye verilen değer, alaka belli. Hele Yunan işi iyice abartıp utanmadan iddia etmiş...''

''Koz ver!''

''Mutluluğa, bilgiyle eşit değer atfetmiş. Sokrates'te zirvesini bulup, Platon ve Aristoteles'le geleneğini idame ettiren bir gerçek mutluluğun ancak bilgelikle mahal vereceği anlayışı hakim. Bilgiye ulaşmanın yolları yahut ulaşıp ulaşamamanın imkanı konusunda derin ihtilaflar söz konusu olsa dahi Sokrates sonrası dönem bile pek aksini iddia etmiyor. Ortaçağ'ın hali zaten ortada, birisi yeni bir şey söylese de kessek derdinde!''

''Sinek vale, papaz düş aslanım.''

''Öyleyse biz bu mevzuya nasıl geldik arkadaşım? Cehalet mutluluktur mevzusu da belli ki modernite icadı. Şimdiye kadar mutluluk getiren bilgi, ne oldu da birden acı verir oldu? Öyle şeyler öğrenmiş olmalıyız ki demek... Öyle bir bilgi olmalı ki, keşfedilene kadar öğrendiğimiz her şey bize acı veriyorken, keşfedildikten sonra bu bilgi bize ancak zulmetsin...''

''Koz ver, son kez! koz temiz.''

''Hakikati yitirdik belli ki dostlar, dahası Tanrı'yı. Bilgiden Tanrı'yı çıkarırsanız, geriye ancak vehamet kalır çünkü. O pos bıyıklı, dilenci kılıklı herife sormak lazım bunun hesabını! Tanrı öldü dediğinden beri ayaklar baş oldu, belimiz doğrulmadı.''

''Maça düş iki tane... As!... Papaz!''

''Yunan medeniyeti bize bunun sinyallerini yıllar evvelden vermiş halbuki. Bilgiyle ulaşılacak sonsuz sükûnet ve selametin adını eudaimonia koymuşlar. Telaffuz et bakalım, ne çıktı: ''You die moania!'' İniltiden, sızlanmaktan ölmenin gavurcası!''

''Son kağıtları alayım beyler, ne kaldı elinizde?''

''Elde avuçta bir şey mi kaldı abi! Yaz oraya, ''Aysel kalmış geriye'' yaz. Ne iyi oldu şu dükkanı açtığınız, sohbet edecek yer bulamıyorduk vallahi!''

1 yorum:

  1. Schopenhauer kitap okumanın başkasının düşüncesini takip etmek olduğunu söyler. Düşüncesini takip etmeyi en sevdiğim kişilerdensiniz azizim. Buralara uğramayı eksik etmeyiniz. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil